Reşad Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’nde yer verdiği 5 içkili mekan
Reşad Ekrem Koçu, tarihi kuru anlatımdan kurtararak geniş kitlelerin zevkle okuduğu bir alan haline getiren ama anlatımında gerçekleri titizlikle göz önünde tutan bir tarihçiydi. Bütün bunları ise Türkçe’ye hâkimiyetini gösteren bir üslupla okuyucusuna sunan büyük bir İstanbul âşığıydı. Yazarlık hayatı boyunca birçok roman ve monografisinin yanında asıl uğraşı, büyük kısmını kendisinin yazdığı İstanbul Ansiklopedisi idi. 1944’te başladığı, aralıklarla ölümüne kadar sürdürdüğü bu uğraşını bitirmesine ecel izin vermedi. Koçu’nun bu eserinde yer verdiği, eski dönem İstanbul’unun en ünlü 5 içkili mekanını sizlere sunuyoruz.
-Karakulak Hanı Meyhanesi
İstanbul Beyazıt’ta Karakulak Hanı’nın zemin katında bulunan gedikli meyhane. Koçu’ya göre “rahat rahat 200 kişiyi alacak kadar” büyüktü. Son divan şairleri burada buluşurdu. Leskofçalı Mustafa Galip Bey, Hersekli Arif Hikmet Bey, Kâzım Paşa, Namık Kemal ve Sadullah Paşa müdavimleriydi. Karakulak Hanı Meyhanesi az zamanda İstanbul tarafının ilk alafranga gazinosu oldu. Hem dekoru, hem de müşterileri değişti. Kalender meşrep şairlerin yerini devrin şık beyleri aldı. Sahibi Kefalonyalı Cıvanaki adında bir Rum’du. Daima şapka taktığı için Şapkalı derlerdi. Geçen asır sonlarının şöhretlerinden Kemani Kör Sebu’nun saz takımı burada çalardı.
- Büyükçekmece Balıkçı Meyhanesi
Büyükçekmece Gölü kenarında, Mimar Sinan eseri olan köprünün hemen başında, karada ve göl üzerinde ayrı mekânları olan yöreye göre mükellef bir meyhane. En az iki asırlık bir geçmişi olan Büyükçekmece Balıkçı Meyhanesi, 1940’lı yıllara kadar hizmet vermiştir. Pek şenlikli, İstanbul’un birinci sınıf lokantalarını aratmayacak kadar temiz bir meyhaneydi. Sahibi Ermeni’ydi. Mevsiminde en âlâ barbunya, pisi balığı ve lüfer burada yenirdi. Göldeki dalyanın sahibiyle çıkan anlaşmazlık sonucu kapanmıştır.
- Filip’in Gazinosu
19. yüzyılın sonlarında Karaköy’de, ana cadde üzerinde, köprüye yakın bir noktada bulunan tanınmış meyhane. Filip’in Gazinosu, ayak takımının gittiği bir yer değil, o dönemin deyişiyle kibar uğrağı bir yer olarak tanımlanmaktadır. Garsonlarının ayaklarının çabukluğu ve müşteriyi memnun etme çabaları takdir edilmiştir. Gazetecilerin de uğrak yeridir. Ahmet Rasim’in yazılarında sıkça adı geçer. İstanbul’da çalışıp da akşamları vapurla Kadıköy’e geçenlerin de uğramadan edemediği bir mekândır. Daha sonra yerinde gene eski İstanbul ile ilgili yazılarda ismi sık geçen maruf Cenyo Birahanesi açılmıştır.
-Kel Vasil’in Örümcekli Meyhanesi
19. yüzyılda İstanbul’un Topkapı semtinde bulunan yasal izni olmayan meyhane. Kaçak çalıştırıldığı için her zaman giz perdesinin ardında kalan koltuk meyhaneleri arasında kayıtlara geçmiş az sayıda örnekten biridir. Trabzonlu Nebil Bey’in hakkında yazdığı manzume, barba Kel Vasil’in namının bugünlere ulaşmasını sağlamıştır. Nebil Bey, Topkapı civarında otururdu. Fetih şehitlerinin toplu halde gömülü bulunduğu Tokmaktepe’yi pek severdi. Sur dışında, zaptiyenin gözünden uzak bir yerde bulunan Kel Vasil’in meyhanesi favorisiydi. Neredeyse bütün zamanını geçirdiği bu salaşhaneye Örümcekli Meyhane adını takmış ve şu manzumeyi yazmıştı:
Defi gamsa niyetin
Çak burda bul kermiyetin
İçmek meyse âdetin
Kel Vasil’in dükkânına!
Âb ü hava ister isen
Zevk ü sefa ister isen
Bir hoşça câ ister isen
Kel Vasil’in dükkânına!
Bu Vasil’in dergâhıdır
Âşıkların dilhahıdır
Sarhoşların hankahıdır
Kel Vasil’in dükkânına!
Kıta sonlarındaki keller gel de okunabilir. Sur dışındaki bu küçük meyhanenin aydınların toplandığı bir yer olduğu anlaşılıyor.
- Gardenbar
İstanbul’un ilk barı. 1880’de açılan Tepebaşı Gazinosu içinde, 1911’de hizmete girdi. Bahçede bulunan Tepebaşı Tiyatrosu (sonra Dram Tiyatrosu) ve Amphi’nin (Asri Sineması, sonra Komedi Tiyatrosu) komşusu, bir anlamda tamamlayıcısıydı. Jacques Natanson, bir dönem Kızılay’ın yardım pavyonu olarak kullanılan binayı büyüterek Garden Bar adıyla çalıştırmaya başladı. Ertesi yıl yönetim Jean Lehmann’a geçti. 1914’te yanan bu ahşap binanın yerine kısa sürede yenisi yaptırıldı. Genellikle Levantenler, azınlıklar ve yabancıların ilgi gösterdiği Gardenbar (ya da pek itibar edilmeyen adıyla Garden Petits-Champs), özellikle Beyaz Rusların Beyoğlu gecelerini fethetmesiyle birlikte bir kafeşantana ve dansinge evrildi. 1939’da miadı dolan Gardenbar’ın bu en hızlı döneminde varyete doruktaydı, burası dünyaca ünlü revü yıldızlarının gösterilerine sahne oluyordu.
Kaynaklar:
İstanbul Ansiklopedisi-Reşad Ekrem Koçu
Rakı Ansiklopedisi
Salt Araştırma