Bodrum Katından Sosyete Gecelerine Mühür Vuran Serüven: Gaskonyalılar

Gaskonyalılar kırk yılı aşkın bir süre boyunca İstanbul’un çeşitli semtlerinde balık meyhaneleri ve tavernalar işleten Arnavut asıllı Çinga ailesi mensuplarına takılan isim. Makedonya göçmeni Bakırköylü Vasil, karısı Vasiliki, çocukları Toma, Vangel, Akilea ve Katina 40’lı yılların başında Eminönü Balık Hali’nde, bir sur tonozunun altında, Rum geleneklerinin izinde bir balık meyhanesi işletmeye başladılar. Adı sanı olmayan, müdavimleri arasında Bodurum denen bir yerdi. Esnafın girip çıktığı bu izbe meyhaneye kısa zamanda gazetecilerin, yazarların, sanatçıların ayağı alıştı. Bunlardan biri de Reşad Ekrem Koçu’ydu. Koçu bir gün meyhanenin sokağında, ellerinde kılıç niyetine tuttukları tahta sopalarla oynayan, bir filmden aşırılmış repliklerle “Biz Gaskonyalılar, biz Gaskonyalılar” diye bağrışan üç küçük çocuğa rast geldi. Bu kimsesiz çocuklar zamanla meyhanenin maskotu, sonra da çalışanı oldu. Sonunda meyhanenin adı, Toma Çinga tarafından Gaskonyalılar kondu.

Anason İşleri Rakı Kültürünün Tasarım Ürünleri

50’lerin imar seferberliğinde, önce burası, sonra yakınlarda buldukları benzeri diğer yer istimlake kurban gitti. Fakat kader ağlarını çoktan örmüş, Gaskonyalılar adı kulaktan kulağa yayılmış, şık beyler, kürklü hanımlar kapıda kuyruğa girer olmuştu.

Baba 1964’te, anne 1969’da öldü, küçük kardeş Almanya’ya göçtü, kız kardeş çiçekçi dükkânı açtı. 1950’lerin sonundan itibaren otuz yıllık dönem iki kardeşin, Toma ve Vangel’in gizli ve aleni çekişmesine tanıklık etti. Toma bundan böyle Gaskonyalı Toma, Vangel ise Ancelo’ydu. 1957’de Gaskonyalılar Toma adıyla, Beyoğlu Küçükparmakkapı’da açılan tavernanın ilanında “Gaskonyalı Toma’nın opera havaları, Ancelo’nun seçkin şiir ve şarkıları”ndan söz ediliyor, iki kardeş aynı çatı altında ortaklığı deniyordu. Çok geçmeden, Ancelo’nun yönetimindeki Gaskonyalılar, Yeşilköy’de de varlık gösterdi. Ancak Yeşilköy’ün “şube” gibi algılanmasından rahatsız olan Ancelo, Gaskonyalılıktan birkaç yıl içinde cayarak, deniz üstündeki bu mekânı doğrudan doğruya kendi adıyla, 1973’e kadar çalıştırdı. Beyoğlu’ndaki Gaskonyalı Toma, kardeşiyle ipleri koparan Toma’nın her fırsatta üstüne basa basa belirttiği gibi bir “sosyete meyhanesi”ydi artık.

Anason İşleri Rakı Kültürünün Tasarım Ürünleri

Bu meyhane, gündüzleri adeta bir esnaf lokantasına dönüştüğü gazetelerden duyuruluyordu: “Öğle servisinde nam olsun diye 4 kap yemek yalnız 5 liradır.” Toma ve Ancelo sıradan birer işletmeci değil, şiirlerini, şarkılarını, kahkahalarını her masayla, her müşteriyle paylaşan, herkesi eğlendirirken belki de en çok kendileri eğlenen iki şovmen görünümündeydi. İki lokalde de küçük orkestralar, gitaristler, şarkıcılar, hatta striptizciler sahne alıyordu, ama gecenin gerçek starları her zaman Toma’ydı, Ancelo’ydu.

Ancelo, verdiği ilanlarda, lokalinin “mantıkî değil, hissî” olduğunu söylüyordu. Toma, kardeşine nazaran çok daha gezgin bir tavernacı oldu. Beyoğlu’ndan sonra Bebek’te, Büyükdere’de, 4. Levent’te, İzmir Güzelyalı’da ve Çeşme’de başka Gaskonyalı Toma’lar açtı. 70’lerin sonlarında Türkiye’yi terk ederek maharetini Yunanistan’a taşıdı. 1983’te, ömrünün son birkaç yılını geçireceği İstanbul’una geri döndü. Atina’dan “Adamın memleketi gibi olmaz, bıkmışım buradan. Nerede vre İstanbul?” diye sesleniyordu, “Bakma, arada sırada orada da Rumca şarkılar söylüyoruz diye maraz çıkardı, ama burada daha fena. Çünkü hep Türkçe çalıyoruz. Mezeler Türk, gelenler Türk, rakı Türk. Eee, ister istemez müzik de Türk. Camları filan kırıyorlar bazı. Üst kattan çöp döküyorlar, su döküyorlar, anlamadım gitti.”
Ancelo, Yeşilköy yıllarında, Şişli’deki eski Klöb X’i de Ancelo adıyla bir süre çalıştırdı, Yeşilköy’ü terk edince önce Londra Asfaltı’ndaki Londra Kamping’de, sonra Ataköy’de, 80’lerin ortalarına kadar Ancelo adını yaşattı. Arada Ankara’da Kent ve Dedeman otellerinde, aynı ortamı bir tiyatro gibi canlandırıyordu. “Alo Alo Ancelo” başlıklı, resimli gazete ilanlarıyla, lokalinin kapısından içeri girmeyenler için bile tanıdık bir simaydı. 1990’daki kaybının hemen öncesinde, eğlencenin yeni merkezi Etiler’e transfer olmuştu. Nereden nereye: Üç Silahşörler romanından, Cyrano de Bergerac piyesinden kopup gelmişçesine giyinip kuşanan, güler yüzlü, tatlı dilli iki sahte Gaskonyalı, İstanbul sosyetesinin hızlı gecelerine silinmez bir mühür vurdu.

Kaynaklar:

Rakı Ansiklopedisi

Cengiz Kahraman Koleksiyonu

Paylaş: