“Arrak içem, şarab içem”: Rakının kökenine dair

Rakı sözcüğünün Arapçada ter anlamına gelen arak sözcüğünden türediği konusunda birçok uzman hemfikir. İmbik yardımıyla üretilen distile alkollü içkiler için kullanılan “arak” kelimesi, alkollü içki üretimindeki distilasyon işleminde sıvının imbikten tıpkı ter gibi damla damla akmasıyla ilişkilendiriliyor.

Arak kelimesi Osmanlı’da konuşulan dillere çeşitli biçimlerde girmiş. Osmanlıca metinlerde rastlanılan “arakı” ve Rumların kullandığı “araki” kelimeleri 19. yüzyıldan itibaren yaygın şekilde kullanılan “rakı” kelimesiyle yakınlığı açısından dikkat çekici. Beri yandan eskiden rakı tiryakilerine “araknuş”, Osmanlı döneminde rakıdan alınan vergiye ise “arak resmi” denilmesi, rakı ve arak arasındaki ilişkiye dair ipuçları veriyor.


Iraki, araga, arack…

Rakı kelimesinin kökenine dair farklı yaklaşımlar da söz konusu. Örneğin bir görüşe göre rakı kelimesinin kökeni iri, uzun taneli ve kalın kabuklu “razaki” üzümünden yapılan anasonlu rakıya dayanıyor. İki kelimenin benzerliği, rakı kelimesinin bu üzüm cinsinden geldiği ihtimalinden bahsetse de, rakının ilk defa Irak’ta üretildiği ve bu yüzden Irak menşeli anlamına gelen “Iraki” sözcüğünden türemiş olabileceğini öne sürenler de yok değil. Bugün Kerkük bölgesinde kuru üzümden elde edilen ve anasonla aromatize edilen bir içkiye de “arak” deniyor.

 

Rakı ile kımız rakısı “araga” arasında köprü kuran varsayımlar da mevcut. Bazı Çin kaynaklarında M.Ö. 1000’lerde Çin’de pirinçten elde edilen konsantre edilmiş kuvvetli bir içkiden söz edildiği rivayeti var. Orta Asya Türk boylarının en eski komşusu Çinliler olduğu için, Çin’de uy gulanan konsantre tekniğin Türkler tarafından alınmış olması olasılığı yüksek. Şu durumda rakının kısrak sütünden yapılan kımızdan çekilen kımız rakısı “araga” ile ilişkisi olabileceği iddia edilebilir.


Öte yandan Hindistan’da likörler için çok eskiden beri kullanılan “arack” isimli bir içki var. Macarlar ise armut ve erikten elde ettikleri bir tür rakı için “rak” kelimesini kullanıyor. Rakı kelimesinin bunlarla da ilişkisi sorgulanmaya müsait.


İlk rakı


Anadolu’da arak üretiminin ilk ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Arağın varlığından haber veren en eski belgeler 16. yüzyıla ait. Türk edebiyatında ilk kez büyük Divan şairi Fuzûlî’nin Beng ü Bâde’sinde geçen arağa dair 17. yüzyılda örnekler çoğalıyor. Bundan hareketle bilgilerin silikliğine rağmen rakının 500 yılı aşkın bir tarihsel dönemde evrim geçirerek bugünlere kadar geldiğini söylemek yanlış olmaz. 

 

 

Sultan Abdülhamit’in başmabeyincisi ve maliye nazırı Sarıcazade Ragıp Paşa’nın üstüne kayıtlı Umurca Rakısı’nın ilk rakı markası olarak piyasaya çıktığı 1880’den, Tekel’in rakı üretiminde tekel haline geldiği 1944’e kadar geçen 64 yıllık sürede piyasaya sunulan rakı markalarının seçtikleri adlar ve üslupları benzerlikler taşıyor. Dolayısıyla rakının tarihine dair şunu söylemek isabetli olacak: Rakının ve eşlikçisi çilingir sofrasının tarihsel yolculuğu aynı zamanda kolektif bir damak tadının oluşum hikâyesidir. Bu hikâyede pek çok kültür yan yana gelmiş, harmanlanmıştır.



Rakı Cep Kitabı’ndan alınmıştır.

Paylaş: