Vefa Zat: Bir İstanbul Beyefendisi...

Rakının 500 yıllık kültürüyle beraber anılan az sayıda isim var. Hepsi de pek muteber isimler. Bunların içinde memleket için olduğu kadar bizim için de özel olanı Vefa Zat. O kültürü geçmişten geleceğe taşıyan bir isim. Çünkü kendisi de o kültürün içinden çıkmış, orada büyümüş, yetişmiş, rakının ve meyhane kültürünün itibarını yükseltmiş birisi.

Tanıyan herkesin sevdiği bir insandı Vefa Zat. Önce bunu belirterek başlamak gerekir kendisinden bahsetmeye. Sadece deneyimi, bilgisi ile değil, nezaketi ve zarafeti ile de saygı uyandırırdı tanıyanlar üzerinde. Yakın çevresinde bulunmuş, hele aynı masada oturma şansına erişebilmiş olanlar o çilingir sofrasını hep hatırlardı.

Kendiliğinden oluşan bir samimiyet duygusuyla, herkesin Vefa Abi dediği tevazu ve bilgelik örneği, değerli üstadımız Vefa Zat sevdiklerinden ayrılalı bir yıl oluyor. Onu anmak, vefa borcumuzu ödemek ve mümkünse daha çok kişinin kendisini tanımasını sağlamak üzere bir yıldönümü yazısı hazırlamak istedik. Tanıyanlarla konuştuk ve onların izlenimlerini de yazıya dahil ettik.

Yiyecek içecek sektöründe çalışmaya daha çocuk denecek yaşlardayken başlamış herkes Vefa Zat olamıyor elbette. Zekası, merakı ve çalışkanlığı ile yükselen Vefa Zat için Hilton Otel deneyimi sektörün uluslararası bilgisine ulaşmasına vesile oldu. Böylece hem toprak zeminli Samatya meyhanelerini hem en üst düzeyde servis veren mekanları bilen bir tecrübe zenginliği edindi. Yabancı dil öğrendi, sektörün gelişmelerini yakından izleyen bir barmen olarak başlayan kariyeri yöneticilikte yükselerek devam etti. Çalışma şekli toplumun en üst katmanındaki insanların hayatlarına şahit olma imkanı veriyordu. Bu değerli izlenimleri biriktirdi, dersler çıkardı ve o hayranlık uyandıran hafızasına kaydetti. Gün gelip o hafızadan derlenenler yazıya dökülmeye başladığında karşımıza sektörün saygı duyulan bir duayeni olmayı da aşan, yazar Vefa Zat çıktı.

İlkin, eğitimci olarak verdiği dersleri ve biriktirdiği mesleki notlarını “Barmeniniz Diyor Ki”, “Şerefe”, “Uluslararası Kokteyller”, “Servis-Bar ve Kokteyl Rehberi”, “Kokteyl Sanatı” gibi kitaplarında derleyip genç profesyonellere aktardı. Aynı zamanda gazete yazıları ve ansiklopedilere maddeler yazdı. Ancak kendisi de özellikle rakı tercih ettiğinden çalışmaları o tarafa yöneldi. 1994’te yayımlanan “ Âdâbıyla Rakı ve Çilingir Sofrası” kitabıyla birlikte rakı kültürüyle ilgili araştırmalara ağırlık verdi. “Eski İstanbul Meyhaneleri”, “Biz Rakı İçeriz”, “Geleneksel Meyhane Mutfağımızdan Seçme Balık Yemekleri” adlı kitapları genişleyerek süren bu çabanın devamıydı. Ardından eğlence hayatını anlattığı “Eski İstanbul Barları”, “Eski İstanbul Otelleri” ve anılarını aktardığı “Barmen; Suriçi’nden Hilton’a, Yudum Yudum İstanbul” kitapları yayımlandı. Rakı Ansiklopedisi’nin danışma kurulunda bulundu. Hayattan hiç emekli olmadı, hep çalıştı. Aklında hep yeni projeleri vardı.

Rakıyı sever ve içerdi. Âdâbıyla Rakı ve Çilingir Sofrası kitabının yazarı olarak içerdi. Muhabbeti mümkün kılan şefkat, nezaket ve bilgiyi şahsında cisimleştirmiş gibiydi. Anısı hep bizimle yaşayacak…



…….


15.05.2019
Bu sabah Vefa Zat öldü.
İçimden bir parça daha söküldü gitti.
Yeri doldurulamayacak en özel insanlar teker teker gidiyor. Vasat kazanıyor, iyiler kaybediyor, azalıyor.
Benim icin Vefa Zat :
-Eski İstanbulum
-Sonradan buluştuğum rakı sofram, muhabbetim
-İçinde küçücük bir çocuk heyecanı, merakı olan bir bilge
-Bir centilmen
-Bir abi
-En verimli yıllarımın yoldaşı
-Kaybolan ve gittikçe silikleşen İstanbul’daki son anılarımın şahidi, parçası.
5-6 hafta önce beni aradı (büyüğüm olmasına rağmen arada hep arardı). Sizi çok özledim, gelince beni arayın dedi. Kısaca lafladık ve kafama görüşmemizi yazdım ama sonra İstanbul seyahati iptal oldu ve onunla vedalaşamadım.
Gurbette kayıplar başka bir zor oluyor...
Çiçekten Yeşilkaya
Girişimci, Pazarlama Uzmanı


Vefa Abi ile buyukkeyif.com yazıları için her hafta en az bir kere telefonda görüşürdük; sesi hep kulağımda. Zarafet, ehlikeyiflik, İstanbulluluk abidesiydi ve müthiş bir hafızası vardı. Onu çok özlüyoruz.
Mehmet Said Aydın
Şair


Vefa Abi abimizdi, üstadımızdı, öğretmenimizdi hiç kuşkusuz. Ama bunların ötesinde irili ufaklı eksiklerimizin sahibiydi. "Vefa Abi’ye soralım". Bu üç kelime Overteam'de neredeyse kalıp olmuştu. Başımız bir konuda sıkışsa, bir şeye ihtiyacımız olsa hemen aynı cümle kurulurdu: Vefa Abi’ye soralım.

Nermin Abla, Eray ve Erdir başta hiç kuşkusuz, sonra bizlere, memleketi ve çilingir kültürüne olan sevgisi ve bağı eşsizdi. Aklına yeni bir fikir geldi mi gözleri ışıldardı. Onunla beraber çalıştığım 15 seneden fazla zaman boyunca bu böyle oldu.

Onu çok özlüyorum. İyi ki yaşadı. İyi ki hayatımıza girdi.
Metin Solmaz
Yazar, Girişimci


Vefa Zat kendi kendisini yaratmış bir ustaydı. Servis ustası, usta barmen, yemek ve içki alanında ansiklopedik bilgi sahibi, zorlu hayatının biçimlendirdiği akıcı bir kalem ustasıydı o.
Onunla yıllar içinde ağabey kardeş, meslektaş ve arkadaş olduk. Birlikte çeşitli projelerde yer aldık. Cin gibi zekâsı, Hilton’da yıllarca barmenlik yaptığı dönemde öğrendiği İngilizce ile dünyayı izlemesi ve tükenmek bilmeyen enerjisiyle bana hep örnek oldu.

Yeme içme sektörü ve bu sektörün inceliklerine ilgi duyan herkes için yeri dolmayacak Vefa Zat dostumu çok arıyorum…
Ahmet Örs
Gazeteci. Yemek Kültürü Yazarı


Vefa Beyciğim... Rakı Ansiklopedisi ve sonra Rakı Gastronomisi danışma kurullarında beraberdik... Rakı haftalarında ve danışmanlar yemeklerinde (senin deyimiyle) “faça” masalarda beraber içtik, Emel Sayın dahil nicelerini beraber dinledik… Ne mezeler tattık... Ah Vefa bey, sen olmadan artık nasıl kitap çalışacağız... Bir eksiğiz rakı âleminde...
Raşit Çavaş
Yayıncı


Vefa Bey’le ilk Piyer Loti’de görüşmüştük. Yılını anımsamıyorum, ama kahvenin bahçesinde oturduğumuz bir ilkbahar günüydü. Birlikte kahve içmiş, o bana kısaca ama etkileyici biçimde meslekteki öyküsünü anlatmıştı. Mütevazılığının ve bu dünyayı olduğu gibi kabullenişinin üzerimdeki -yıllardır aynı kalan- etkisini anlatabilmeme olanak yok. Sonra birlikte çalışmaya başladık. İyi ki! O gerçek özenin, nezaketin, incelikli olmanın vücut bulmuş haliydi. Beni kızı saydığı her konuşmamızda bunu yeniden ve yeniden gördüm. Vefa Zat benim bu sektörde ilk tanıdıklarım arasında ve ölene dek sevgi ve saygı duyacaklarımın başında bir isim. Onu tanıdığım için kendimi şanslı sayıyorum.
Nilhan Aras
Gastronomi uzmanı


Vefa Abi ile rakıseverleri bir araya getiren Büyükkeyif vesilesiyle tanışıp, kitaplar da dahil olmak üzere pek çok güzel işte birlikte çalışma şansına sahip oldum. Onunla çalışmanın ötesinde birlikte defalarca rakı masasına oturmak hakikaten büyük şanstı. Pek çok kişi gibi ben de rakının nasıl içileceğini ondan öğrendim ama bir insan her koşulda nasıl bu kadar zarif olabilir, hep şaşırttı beni. “Bir yaprak maydanoz rakının gamzesidir, içerken gülümser bana” der, Yahya Kemal’in yaptığı gibi rakıya maydanoz koymamızı söylerdi. Bugün rakı kadehinde bir parça maydanoz, aklımızda güzel hikâyeleriyle anıyoruz Vefa abiyi ve ilk yudumu onun anısına içiyoruz. Özlemle.
Burcu Galiba
Editör


Vefa Zat abimin, ebedi yolculuğa çıkışının birinci yılı geldi... Tıpkı kendisi ile şerefe diye kadeh kaldırdığımız onlarca yılın, çarçabuk geçmesi gibi... Vefa Abi ile hep güzelliği paylaştık... Degüstasyon’da, Cumhuriyet’te, Krependeki Kadirin Yeri’nde, Kumkapı Meydan’da, Çiçek Pasajı Seviç’de hep mutluluğu paylaştık... 2006’da ikinci Büyükkeyif buluşmasında Rakı Nikahımızı kıydı. Sonra bana dedi ki, “Bu olayı geleceğe taşıyalım, bu olayı bundan sonra sen yap, düzenle, seni rakı sohbetlerinde evli çiftlerin Rakı Nikahı memuru, sorumlusu tayin ettim.” Bu talimatın ardından, mevzuatını düzenlediğim ‘Rakı Nikahı’ ile Vefa abim sayesinde önce Rakı Ansiklopedisi’ne (459. Sayfa), sonra Rakı tarihine geçtik... Yine bir Büyükkeyif buluşmasında “Ben zorlanıyorum, artık yoruldum, senin bu konuda emeğin büyük, iyi de konuşabiliyorsun ‘Rakı Desturu’nu da artık sen yap” diyerek beni onurlandırmıştı... Beş yüz yıldır Bekri Mustafa'dan günümüze kadar süren rakı ritüeline, Vefa Abim sayesinde günümüzde de katkı sunmaya başladım... Onunla olan anılarımı kendi yazdığım oyunum olan ‘Demhane Geyikleri’ adlı tiyatro oyunumda sahnelerde ölümsüzleştirdim... Her oyunumda Vefa Zat rakı ile birlikte yeniden yaşamaya başladı... Bir davet üzerine İzmirde'ki Büyükkeyif dostları ile yaptığımız buluşmaya Vefa Abim, Nermin Ablam, Eşim ve rahmetli Yaşar Erdener ile birlikte yaptığımız Ege gezisi de birlikte yaşadığımız çok güzel anlardan sadece bir tanesiydi... Masaların, yemek ve içki dünyasının unutulmaz ismi Vefa Zat üstadımızı andığımız bu günlerde yerinin dolmayacağını, unutulmadığını, özlendiğini belirtmek isterim... Sizlere de beni bu güzel olaya davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim... Onun istediği gibi bitirelim. Şerefe...
Bülent Altıntoprak
Yazar, Ehlikeyif


Alîyülâlâ pek
Zat-ı muhterem
Vefa'lı dostum ve
Sevenlerine...

hayata yeni'den bak'an;

failatün failatün failün
vefa'lı zat-ı muhterem
âlîyülâlâ bir adamdı
Vefa Zat...

Rakının ansiklopedik kitabını tek tek, yudum yudum yazmış bi’ büyüktü o…

Yıllar öncesi muhterem eşi Nermin ablamla onu evimde ağırlamış olduğum yatağımda uyurken iki numara oğul eray eliyle bıraktığı veda sebebi ve bizlere notu ile uyanmıştım. “İsteyen duasını yapsın, dileyen de bir kadeh onun için yudumlasın” diyordu notta.

“Bahçevan Recep'e git, bir yeni al gel” dediğimde şaban şaban baktı yüzüme. Hayrola derken “Abi ramazan!” dedi, iyi mi?

Vefa abimiz bir dostuna hal hatır sorar, yorumlarken; “Çok yaşa, e mi!” diye noktalardı.

“Rahmet canına, e mi abi” diyerek, büyüdüğümüz Kumkapı/Yenikapı çakıl taşlı fukara plajında anılarımızla yudum yudum turluyorum, iyi mi?
Rebetik@rhan

 

Fotoğraf: Şahan Nuhoğlu

Paylaş: