.
Angeliki ile Mehmet

Angeliki ile Mehmet

Title:  
235.00 TL

Kitap

10100100322

 “Eski zamandan bir Beyoğlu aşkı” 

Sene 1970, yer Beyoğlu… Bir yanda dünyalar güzeli Rum kızı Angeliki, diğer yanda yağız Türk delikanlısı Mehmet. Aşkları, yıllarca dillere dolanacak, unutulmayacak cinsten. Angeliki, liseden yeni mezun olmuş; Balık Pazarı’ndaki dededen kalma meyhanelerinde babası Panayotis’le çalışıyor. Annesi Elena’nın “Kız başına meyhanede çalışılır mı?” nidalarına inat, babasından el alma gayretinde. Mehmet ise meyhanenin tam karşısındaki ciğercinin oğlu hem ciğercide çalışıyor hem de babası Osman’ın Mehmet askerdeyken aldığı iki yan dükkânın, manavın başında. Babalar esnaf dostu; Panayotis, her gün takım elbise giyinen, kol düğmelerine, köstekli saatlere düşkün tam bir İstanbul Beyefendisi. Osman ise pala bıyığı, koca göbeği, elinden bırakmadığı tespihiyle tüm Beyoğlu’nun güvenip de sırtını dayayacağı eski kulağı kesiklerden. Didişmeden duramasalar da haftanın iki günü tavla başındalar. Anneler Cihangir’den tanışık, ikisi de pek dini bütün. Semiha, konu komşuda oğluna kız bakıyor, Elena ise kilisedeki gençleri süzüyor kızına. Onların bu telaşı ise ne Mehmet’in ne de Angeliki’nin umurunda. Söylemeden geçmeyeyim; Mehmet’in kız kardeşi Ayşe aslında Angeliki’nin en yakın arkadaşı ama 27 Kasım tarihinde AKM’de sahnelenen Cadı Kazanı oyununda çıkan yangın sadece AKM’yi değil, bu dostluğu da küle çeviriyor. 

Aşklarının en büyük şahidi, artık olmayan Gümüşsuyu’ndaki Cennet Bahçesi ve tabii ki her köşesiyle, pasajlarıyla, hanlarıyla canına yandığım Beyoğlu. Gezi Parkı’na Taksim Bahçesi deniyor o vakit, Belediye Gazinosu bu aşka çayla eşlik ediyor. Sıraselviler’de Taksim Sineması’nın afişinden Filiz Akın göz kırpıyor iki sevgiliye, hemen ardında da Gönül Yazar var; Maksim Gazinosu’nun tabelasından şıkır şıkır el sallıyor. Yaz geldi mi Moda Plajı, Florya sahilleri, Kadıköy vapuru biraz rol çalıyor Beyoğlu’ndan ama o kadar da olsun; İstanbul’un her köşesi cennet o vakit. 

Angeliki ve Mehmet herkesten gizli, kimseler görmeden yaşıyor. Ama bir aşk ne kadar süreyle gizli kalabilir ki? Uzunca bir süre… Yeter ki bir kişi bile öğrenmesin. Sonrası çorap söküğü, arkası felaket, en sonu da bitmeyecek hasret. 

Yer Beyoğlu Balık Pazarı, mekân da meyhane, ciğerci olunca mezesiz, rakısız olur mu hiç? Olmaz. Marmara’yı henüz terk etmemiş çirozlar, lakerdalar, midye dolmalar, pilakiler, favalar var hep âşıklar sofrasında. Kerahet vakti geldiğinde yani “Güneş düşsün ama batmasın” saatinde geliyor rakılar masaya… Kulüp Rakısı, Altınbaş ve Yeni Rakı, hepsi tabii ki baş köşede; hikâyenin sessiz kahramanları, tadı tuzu onlar. 

Müziği unutursak ayıp olur; fonda her daim gramofondan yükselen Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Behiye Aksoy, Abdullah Yüce. Bundan dolayıdır ki hikâyenin her bir bölümünün adı, bir unutulmaz Türk Müziği şarkısı; “Mihrabım Diyerek” de eşlik ediyor bu aşka, “Bu ne sevgi ah, bu ne ıstırap” da… “Benzemez Kimse Sana” da var; onsuz olmaz ama son sözü yine de Zeki Müren söylüyor bu aşkta: “Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak…”


Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Sayfa Sayısı: 334
Ebat: 13,5 x 19,5 cm
Baskı Yılı: 2022
Dili: Türkçe
ISBN:
 978-625-414-254-3

Kargo

Standart teslim 5-7 iş günüdür.

Siparişler Pazartesi-Cuma günleri arasında öğlen 12:00'ye kadar verilenler aynı gün, 12:00'den sonra verilen siparişler ise bir sonraki iş günü işlenir ve teslim edilir. (Resmi tatiller hariç)

İade

Orjinal ambalajı bozulmamış, hasar verilmemiş ve kullanılmamış ürünler teslim alındığı tarihden itibaren 14 gün içerisinde iade edilebilirler. Bu konudaki isteklerinizi biz@anasonisleri.com adresine e-posta atarak veya 0 212 252 74 25 numaralı telefonu arayarak bildirebilirsiniz. Müşteri hizmetleri yetkilimizin yönlendirmesi ile ürün iade prosedürü uygulanacaktır.

İade ve değişim koşulları için tıklayın.