Angeliki ile Mehmet / Bu Böyle Yarım Kalmayacak

Sene 1970, yer Beyoğlu… Bir yanda dünyalar güzeli Rum kızı Angeliki, diğer yanda yağız Türk delikanlısı Mehmet. Aşkları, yıllarca dillere dolanacak, unutulmayacak cinsten. Angeliki, liseden yeni mezun olmuş; Balık Pazarı’ndaki dededen kalma meyhanelerinde babası Panayotis’le çalışıyor. Mehmet ise meyhanenin tam karşısındaki ciğercinin oğlu hem ciğercide çalışıyor hem de babası Osman’ın Mehmet askerdeyken aldığı iki yan dükkânın, manavın başında.

Aşklarının en büyük şahidi, artık olmayan Gümüşsuyu’ndaki Cennet Bahçesi ve tabii ki her köşesiyle, pasajlarıyla, hanlarıyla canına yandığım Beyoğlu. Gezi Parkı’na Taksim Bahçesi deniyor o vakit, Belediye Gazinosu bu aşka çayla eşlik ediyor. Sıraselviler’de Taksim Sineması’nın afişinden Filiz Akın göz kırpıyor iki sevgiliye, hemen ardında da Gönül Yazar var; Maksim Gazinosu’nun tabelasından şıkır şıkır el sallıyor. Yaz geldi mi Moda Plajı, Florya sahilleri, Kadıköy vapuru biraz rol çalıyor Beyoğlu’ndan ama o kadar da olsun; İstanbul’un her köşesi cennet o vakit. Yer Beyoğlu Balık Pazarı, mekân da meyhane, ciğerci olunca mezesiz, rakısız olur mu hiç? Olmaz. Marmara’yı henüz terk etmemiş çirozlar, lakerdalar, midye dolmalar, pilakiler, favalar var hep âşıklar sofrasında. Kerahet vakti geldiğinde yani “Güneş düşsün ama batmasın” saatinde geliyor rakılar masaya… Kulüp Rakısı, Altınbaş ve Yeni Rakı, hepsi tabii ki baş köşede; hikâyenin sessiz kahramanları, tadı tuzu onlar. 

Müziği unutursak ayıp olur; fonda her daim gramofondan yükselen Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Behiye Aksoy, Abdullah Yüce. Bundan dolayıdır ki hikâyenin her bir bölümünün adı, bir unutulmaz Türk Müziği şarkısı; “Mihrabım Diyerek” de eşlik ediyor bu aşka, “Bu ne sevgi ah, bu ne ıstırap” da… “Benzemez Kimse Sana” da var; onsuz olmaz ama son sözü yine de Zeki Müren söylüyor bu aşkta: “Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak…”

Bu Böyle Yarım Kalmayacak, Angeliki ile Mehmet’in devam romanı olarak Beyoğlu’ndan Selanik’e uzanıyor. 1970’te Beyoğlu Balık Pazarı’na başlayan Angeliki ile Mehmet’in aşkı, araya giren mesafelere rağmen devam ediyor. 

“Gitmek mi zor kalmak mı?” diye kaldırıyor rakısını bu sefer Mehmet. Balık Pazarı’nın her bir köşesi Angeliki onun için, İstiklal Caddesi hâlâ onun gibi lavanta kokuyor. Sevdiğinin peşinden gitmeyi beklerken, Çiçek Pasajı’nda teselli arıyor, güneşin düşüp de batmadığı saatlerde rakı sofralarında güç buluyor… 

Angeliki ise suyun öte yanında, Selanik’te yolunu gözlüyor Mehmet’in. Karşı kıyının şarkılarıyla teselli aramaya çalışıyor ama nafile… “Silemezler gönlümden ne aşkını ne seni” şarkısı hislerini ne de doğru anlatıyor. 

Bu sefer bambaşka şarkılarla, başka sofralarda… Ama hep aynı duyguda: “Seni ben unutmak istemedim ki… Uzayan yollara neden inandın?”  


Angeliki ile Mehmet 
Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Sayfa Sayısı: 334
Ebat: 13,5 x 19,5 cm
Baskı Yılı: 2022
Dili: Türkçe
ISBN: 978-625-414-254-3

Bu Böyle Yarım Kalmayacak
Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Sayfa Sayısı: 334
Ebat: 13,5 x 19,5 cm
Baskı Yılı: 2022
Dili: Türkçe
ISBN: 978-625-414-254-3